Bireylerin gerek iç gerekse dış dünyayla ilişkilerinde karşılaşabilecekleri hemen tüm varoluşsal sorunlara dair felsefi, yani bilgece düşünebilme; anlamlı, rasyonel ve özgürce kararlar alabilme ve böylelikle otantik bir kişilik/kendilik inşa etme süreçlerine felsefe alanında yetkin bir felsefi danışmanın eşlik etmesidir.
Kısaca, felsefi danışmanlık, danışanları kararsızlığa, çelişkilere, karmaşaya, tutarsızlıklara, parçalanmışlık ve yabancılaşmaya, anlamsızlığa, zihin karışıklığına, özgür ve özerk olamayışa, mutsuzluğa, acıya, değersizliğe ve çatışmalara düşüren bireysel, toplumsal, ahlaki, dinsel, varoluşsal, metafizik vs. sorunlarla ilgilenir. Adı geçen bu sorunları iyi anlayıp analiz edebilme ve sorunlara dair danışan açısından anlamlı, doğru, otantik ve iyi bir hayat felsefesi ve pratiği geliştirmesine profesyonel bir işbirliği içerisinde katkıda bulunmaktır.
Akıl sağlığı yerinde olan ve gündelik hayatını normal şartlarda yürüten herkes felsefi danışmanlıktan yararlanabilir. Peki, bir kişi neden felsefi danışmanlıktan yararlanma ihtiyacı duymalı? Çözmekte zorlandığımız gerek kendimizle gerek toplumsal ilişkilerle gerekse dünyayla ilgili sorunlar zamanla bizde kaygı, huzursuzluk, can sıkıntısı, bunaltı, çatışma, anlamsızlık duygusu yaratır. Alışkanlıklara ve bağımlılıklara sarılarak acıdan geçici olarak ve kolaylıkla kurtulmaya meylederiz. Ancak kendimizle baş başa kaldığımız anda hissettiğimiz kaygı daha da boğucu olmaya başlar. Bu durum aslında bizi sorunlarımızı ciddi analiz ve tefekkür sürecinden geçerek çözmek için zorlu bir sürece davet eder. Çoğumuz zor olan yerine kolay olanı tercih ederiz. Ancak bu bir çözüm değil daha da tehlikeli ve can sıkıcı hale gelmeye başlayacak olan bir kaçıştır.
Esasen, yaşanan tüm bu süreçler sorunlarınızı çözme konusunda, tıpkı çocukluk zamanlarımızda olduğu gibi, yeterli kavramsal ve düşünsel donanıma ve malzemeye sahip olmadığınıza işaret etmektedir. Felsefi danışmanlık, size kendinizi anlama ve kaygılarınızı/sorunlarınızı düşünce yoluyla giderme konusunda girişeceğiniz zorlu süreci kolaylaştırmayı amaçlar. He şeyden önce şunun iyi anlaşılması gerekir ki, tıpkı Stocıların düşündükleri gibi, acı verici ve kötü olan olayların kendisi değil bizim olaylara yüklediğimiz anlamlardır.
O zaman, Sokrates gibi, analitik bir yaklaşımla sahip olduğumuz kavramları yeniden masaya yatırıp sorgulamamız ve olayları mutluluğumuzu sağlayacak şekilde ve rasyonel/gerçekçi bir biçimde yeniden anlamlandırmamız son derece önem arz etmektedir. Yoksa Peirce’in İnancın Sabitlenmesi adlı yazısında söz ettiği gibi, inançlarımız/düşüncelerimiz somut ya da soyut olaylarla çatışma ve çelişme içerisine girdiği vakit iliklerimize kadar hissettiğimiz kaygı, huzursuzluk, belirsizlik, güvensizlik ve kriz duygusunu inancımızda inat ederek ya da otoriteye bel bağlayarak aşmaya çalışmak hiçbir zaman sağlıklı ve güvenilir bir çözüm olmayacaktır. Kendinizi, kendi varoluşunuzu ve hayatınızı önemseyin ve artık kendi dünyagörüşünüzü sorgulama cesaretini gösterin. Bu sorgulama sürecinde felsefi danışmanlar sizlerin en iyi ve en faydalı dostunuz, yol arkadaşınız olacaktır.
