Bir felsefi danışman, hiçbir zaman psikiyatri ve/veya psikolojik içerikli bilimsel bir tanı koymaz ve danışanına asla ruhsal/duygusal, davranışsal veya zihinsel travmalar ve patolojiler taşıyan bir hasta olarak yaklaşmaz. Bu açıdan felsefi danışmanlık, bireyin varoluşsal sorunlarına dair tıbbi/bilimsel yaklaşıma etkili bir alternatiftir. Felsefi danışman, felsefi bir diyalog içinde bireysel hayatınıza yön veren ve onu biçimlendiren kavramlar, inançlar, fikirler ve değerler üzerine eleştirel ve derin bir düşünce geliştirebilmenizi, düşünme ve akıl yürütmede yetkinleşmenizi, farklı perspektifler ve dünya görüşleriyle bireysel ufkunuzun genişletilebilmesini hedefler. Böylelikle aslında bir felsefi danışman, duygularınızın, kararlarınızın, etkileşiminizin ve davranışlarınızın gerisindeki düşünce biçim ve süreçlerini daha iyi anlamanız, kendinizi tanımanız ve hayatınızın kontrolünü elinize almanız konusunda bir dost ve işbirlikçi olarak size eşlik ederek sağlam bir hayat felsefesi oluşturmanıza yardımcı olur.

Duygular ile akıl arasında kopmaz ve etkileşimli bir ilişki vardır. Duygusal yaşantılarımız düşüncelerimizi biçimlendirdiği gibi düşüncelerimiz de duygularımızı biçimlendirir, sınırlandırır, onlara yön verir. Sözgelimi düşünceleri dinin kadına ilişkin geleneksel inançlarla biçimlenmiş birisinin her bakımdan farklılık gösteren kadınlara karşı iyi duygular beslemesi pek mümkün değildir. Çocukluk yıllarında korkunç kötülüklere maruz kalmış birisinin belli kişiliklere ve olaylara karşı iyi düşünceler taşıması pek olası değildir. Özellikle çocukluk zamanlarında ağır duygusal travmalara mazur kalmış birisi, çocukken henüz duygularıyla baş edebilecek entelektüel kabiliyet ve imkanlara sahip olmadığı için, bilinçaltında tüm hayatını ve ilişkilerini etkileyen/etkileyecek karanlıklar barındırır. Psikoterapi ruhsal ya da mental sorunlarımızın gerisindeki bilinçaltına itilip bastırılan, özellikle çocukluk zamanlarında maruz kalınmış olan travmaları, baş edilememiş ağır duygusal ve zihinsel harabiyet yaratan olayları açığa çıkarabilir. Bu gerçekten son derece önemlidir. Ancak duygular kavramlarla ifade edilip analiz edilmeden ve düşünce yoluyla rehabilite edilmeden kat edebileceğimiz fazla bir mesafe yoktur. Kat etsek bile ancak belli ve geçici bir mesafe olabilir. Duygular, özellikle öfke/saldırganlık ve arzu/eros duyguları hayatı korumanın ve sürdürmenin olmaz olmazıdırlar. Ancak sağlıklı bir akıl/düşünce ile yönetilmeyen duygular gösterebilecekleri tefrit/yoksunluk ve ifrat/aşırılık ile hayatımızı istikametsizce ve fevrice alt üst edebilirler ve mutsuzluğu kalıcı hale getirebilirler. Platon’un güzel benzetmesiyle, bir sürücüsü olmayan iki atın çektiği bir arabanın her an uçuruma düşme tehlikesi vardır. Ya da kaptanı olmayan bir gemiyi hayal edin. Bu yüzden, psikolojik danışmanlık ve felsefi danışmanlık birbirini tamamlaması gereken iki önemli danışmanlık türüdür. Hatta felsefi danışmanlık olmadan yürütülen bir psikolojik danışmanlık daima eksik kalacak, danışan açısından istenen nihai sonucu hiçbir zaman vermeyecektir.